Fakültemiz Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Kurulu, Aktiffelsefe Kültür Derneği iş birliği ile “Hayaller Nasıl Gerçekleşir?” konulu bir konferans düzenledi.

Fakültemiz Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kübra Erdoğan’ın moderatörlüğünde düzenlenen konferans, Aktiffelsefe Kültür Derneği Halkla İlişkiler Koordinatörü Nur Karen Bektaş tarafından verildi. Konferansa Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikri Salman, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Fakültemiz Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Pirim ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. 

Konferansın açılış konuşmasını yapan Fakültemiz Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kübra Erdoğan, hayal kurmanın insanlığa verilmiş en önemli armağanlardan biri olduğunu ifade etti.  “Sanatla her temasımızda; bir edebi eseri okuduğumuzda, bir resme, heykele baktığımızda, güzel bir müzik eseri dinlediğimizde sanatın içinde var olan hayal gücünü iliklerimize kadar hissederiz” diyen Doç. Dr. Erdoğan, hayal kurmanın bilimsel yaklaşım açısından da oldukça önemli olduğunu ve insanlık tarihinin en önemli keşiflerinin hayallerini gerçekleştiren insanlar sayesinde var olduğunu vurguladı. 

Çeşitli düşünürlerden hayal kurmanın önemine dair alıntılar paylaşan Nur Karen Bektaş, “İnsanın hayal kurma kapasitesinden ve hayallerini nasıl gerçekleştireceğinden söz edilecekse, doğal olarak insanın doğasını tanımak için en büyük anahtar olan felsefeden bahsetmek durumundayız” dedi. Felsefi fikirlerin bir insana ya da kuruma ait olmadığını; insanlığın bütün mirasını birleştiren fikirler olduklarını vurgulayan Bektaş, insanın hayallerini nasıl gerçekleştirebileceğini de felsefeden öğrenebileceğini belirtti. 

Günümüzde insanın hayal etme eğiliminin git gide azaldığını kaydeden Bektaş, bir hayalin yeryüzünde görünür olabilmesi için uygulanması gereken belli aşamalar bulunduğundan söz etti. “Doğu felsefeleri, insanın doğası olarak anlatılan yedili bir yapıdan bahseder. Bu yedili yapı, bir hayalin somutlaştırılması ile ilgili bir ilke verir bize” diyen Bektaş, Platon’un idealar teorisinden de bahsederek bu yedili yapıyı arketipler dünyasındaki irade, sezgi ve zeka ile fenomenler dünyasındaki arzulu (somut) akıl, duygusal beden, enerjetik beden ve fiziki beden olarak sıraladı. Marcus Aurelius’un “Kişinin hayatı düşlerinin rengine boyanmıştır” şeklindeki sözünü alıntılayan Bektaş, bir hayalin gerçekleşmesi için bu yedili yapı içerisinde, yukarıdan aşağıya bir yol izlenmesi gerektiğini belirtti.  Bütün bu bütüncül ama farklı gözüken unsurları bilincin birleştirdiğini anlatan Bektaş, “Bilinç neredeyse orayı aydınlatır. Neyin hayalini kuruyorsak, dikkatin ona verilmesi gerekir. Dikkatimizi verdiğimiz şeyi aydınlatan bilinç, onu anlamamızı da sağlar. Hayal dünyasında olan şey böylece, anlamakla, onun için çalışmakla vücuda gelmeye başlar” dedi. 

Konferans, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasının ardından sona erdi.